Farklı dillerde hep bir adı olması onun geniş bir yayılımı olduğunu kanıtlar. Atlas Okyanusu ve Pasifik’in subtropik ve ılık sularında yaşar ve Kuzey Atlantik’te Kanada’nın Labrador sahillerinden kuzey Brezilya’ya, Norveç’ten Kanarya Adaları’na ve Akdeniz’e, Pasifik’te ise Japonya’dan Filipinler’e, Alaska’dan Baja Meksika’ya kadar geniş bir yayılım gösterir.Bu ton balığı türü pelajiktir, yani açık denizlerde yaşar ve mevsimsel olarak kıyıya yanaşır. Kuzey Atlantik’te yaşayan nüfusu iki yerde yumurtlar: Meksika Körfezi ve Akdeniz. Atlantik Okyanusu’nu 60 günden az sürede aşabilen ton balığı Cebelitarık’tan geçer ve yumurtalarını bırakmak üzere Akdeniz’e girer. Yumurtalarını bırakma evresi şimdiye kadar hiç gözlenememiştir.Mavi yüzgeçli ton balığı 70 km/saat süratle yüzebilir. Hızlandığında yan yüzgeçlerinin vücudunun üzerinde yer alan yuvalara girmesi ve gözlerinin vücudu ile aynı yüzeyde olup dışa çıkmaması onu hız için yaratılmış, doğanın mükemmel bir tasarımı olarak karşımıza çıkarır. Çok farklı sıcaklıklara uyum gösterebilen bu ton balığı 9,000 metre derinliklere kadar inebilir. Metalik koyu mavi üstü ve gümüşi beyaz alt vücudu ile denizin en güzel balıklarından biri olan tonun ömrü ortalama 15 yıldır. Bugüne kadar yakalanmış en ağır ton balığı 684 kg, en uzunu ise 4,5 metredir.
Akdeniz’in bazı yerlerinde, her yıl yaklaşık aynı aylarda aynı noktalardan geçen mavi yüzgeçli ton balığını özel kafeslerle yakalama, “ölüm çemberi”nde toplama ve ağlarla yukarı çekerek kancalarla teknelere alma olarak özetlenebilecek, yüzyıllardır yapılmakta olan törensel ‘mattanza’ (eski İspanyolca’da öldürmek anlamında) Akdeniz kültürünün en özel balıkçılık ritüellerinden biridir.Mavi yüzgeçli ton, özellikle ileri balıkçılık tekniklerinin kullanıldığı Kuzey Atlantik dahil olmak üzere birçok yerde aşırı avcılık tehdidi altındadır. Uzun mesafelerde göç etmesi ve daha çok uluslararası sularda avlanması, türün korunması ve tüketilmesinde uluslararası anlaşmaları gerekli kılar. 1966 yılında kurulan Atlantik Ton Balığı’nın Korunması için Uluslararası Komisyon’un – ICCAT (The International Commission for the Conservation of Atlantic Tunas) amacı bu türün korunmasını ve sürdürülebilir olarak avlanmasını belli bir yönetim altına almaktır. En büyük ton balıkçılığı filolarına sahip olan ülkelerden ABD, Kanada, Japonya, Fransa ve İspanya da dâhil 48 ülke bu komisyonun üyesidir. Türkiye de üye ülkelerden biridir. Pazarın en önemli adresleri olan Japonya ve ABD’ye ton balığı satmak için bu komisyonun üyesi olmak zorunludur.
Komisyonun teknik komiteleri bilimsel verilere bağlı olarak her ülkeye bir kota belirler. Ayrıca üye ülkelerden, yakalanan balık miktarı, boyutları, balıkçılık filoları, istem dışı yakalanan türler gibi bilgiler istenir ve sağlanan bilgilere bağlı olarak kotalara uyulup uyulmadığı kontrol edilir. Bu pek kolay tutulan ya da elde edilen bir veri değildir. Her ne kadar ülkeler bu kotalar dâhilinde avlandıklarını rapor etseler bile gerçekte yakalanan ton balığı miktarı, belirlenmiş kotaların ve dolayısıyla da vahşi stokları bilimsel verilerle belirlenmiş mavi yüzgeçli ton balığı türünün kaldırabileceğinin çok daha üzerinde miktardadır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder